En Yakın Uzak - Hayley Long | Kitap Yorumu

by - Ocak 28, 2018


En Yakın Uzak | Kitap Yorumu





İki kardeş, Griff ve Dylan, aileleri ile Manhattan'a giderken yıkıcı bir aile trajedisi yaşarlar.

Bundan sonra Dylan ve Griff mutlu bir eve ve bir geleceğe sahip olabilecekler mi?

Dylan’ın endişe duyduğu bir şey daha var: Griff’in üzüntüsüyle başa çıkarak iyi olması… Çünkü o, bu trajedi hakkında konuşmak ya da ailelerinin kaybını gerçekten kabul etmek istemez…

Ancak Dylan'ın Griff'ten daha cesur olması gerekiyor, çünkü devam etmeden önce karşı karşıya kalması gereken çok önemli bir şey var…


Griff'in on üç yaşına girdiği ve aynı zamanda New York’un en sıcak olduğu gün, Taylor ailesi on günlük tatillerinden dönüyorlar. Arabanın içinde her şey olması gerektiği gibi, açık olup olmadığı anlaşılmayacak düzeyde sesi kısık olan radyo, kardeşler arasında atışma, ebeveyn uyarıları, espriler, radyoda çalan şarkılara eşlik etme, sıcak havadan yakınma… Ve GÜM! Arabadaki o “aile havasını” şimdi çığlıklar dolduruyor. Sadece bir anda her şey tepetaklak oluyor.

“Eğer yapabilecek olsaydım, elime bir uzaktan kumanda alıp kapatma tuşuna basar ve bu korkunç görüntüye son verirdim. Sonra da en yakın uzak yere kadar koşup orada sonsuza dek kalırdım.”

Dylan Thomas Taylor on beş ve Griff Rhys Taylor on üç yaşında olan iki erkek kardeş. Anneleri ve babaları, dünyayı gezme zevkleri nedeniyle dünyanın birçok yerinde İngilizce öğretmenliği yapmış ve bu yüzünden şimdiye kadar hiç düzenli bir hayat yaşamamışlar. Göçebe bir hayatın getirdiği sıkıntılardan bir tanesi “kök”süzlük. Ne evim diye nitelendirebilecekleri bir yerleri ne de akrabaları var. Dylan ve Griff, gittikleri her ülkede yeni çocuklar olarak anılıyorlar, arkadaşlar ediniyorlar, sözler veriyorlar, “Bundan sonra en yakın arkadaşız! Hiç ayrılmayalım.” Ama ebeveynleri bir gün çıkıp “Hadi hazırlanın, okyanusun diğer tarafına taşınıyoruz.” diyorlar. Arkalarında tutamadıkları sözler ve arkadaşlıklar kalıyor. Bu göçebe hayatlarının dışında Dylan ve Griff’in hayatları yaşıtlarından pek farklı değil.

“Londra’dayken henüz bebektik, Münih’te ufak, Şangay’da ise hâlâ küçük sayılırdık. Barcelona’ya gittiğimizde biraz daha büyüktük ve Brooklyn’de yaşarken mahallenin en havalı İngiliz çocukları olduğumuzu düşünüyorduk. Belki de zaten öyleydik çünkü orada bizden başka İngiliz yoktu.”



İki kardeş arasında Dylan’a göre bir “kozmik bağ” var. Birbirlerinin cümlelerini tamamlıyorlar, aynı anda aynı şeyleri düşünüyorlar, konuşmasalar bile birbirlerinin ne düşündüklerini hissedebiliyorlar. Bu kozmik bağ, bizim de kardeşimizle ya da kendimize en yakın hissettiğimiz insanla olan bağ gibi çok tanıdık geliyor. Bu bağı somut bir şekilde göremesek de hissedebiliyoruz.

“Sevgi her şeyin üstesinden gelir.”

Griff’in on üç yaşına girdiği gün yaşanan trajik kazadan sonra göçebe hayatları nedeniyle kendilerinden başka kimseye sahip olmayan Dylan ve Griff, tek başlarına kalıyor. Trajik kaza hayatlarını altüst etse de iki şeyi değiştiremiyor, aralarındaki kozmik bağı ve sevgiyi. Dylan, keder ve üzüntüyle nasıl başa çıkacağını tam olarak kavrayamamışken bir ağabey olarak kardeşi Griff’e göz kulak olması gerektiğini düşünüyor ve tüm bu olanları en az zararla atlatmasını istiyor. Dylan’ın kardeşine göz kulak olmasından önce yüzleşmesi gereken çok önemli bir konu var.

“ ‘Ama ona göz kulak olmak istiyorum.’
Angela kalbinin olduğu yere vurarak ‘O, burada olduğu sürece zaten bunu yapmış oluyorsun evlat,’ dedi.”



Sadece on beş yaşındayken ve omuzlarında acı kayıpların yükü varken bu Dylan için oldukça zor. Kendini umutsuz ve çaresiz hissettiğinde “en yakın uzak” yere kaçıyor yani eski güzel anılarına.

“Daha iyi hissetmek için yapmanız gereken tek şey sizi mutlu edecek bir şey düşünmektir.”

En Yakın Uzak’ta Griff ve Dylan kardeşlerin onları “en yakın uzak” yere götüren müzikler eşliğinde, hayatları nasıl sürdürmek zorunda kalmalarına şahit oluyor. Bu iki kardeşin acı verici kayıplarına rağmen kitap, asla okuyucuların ruhunu karartmıyor çünkü kardeşlerin hayata tutunma çabaları insanın içine umut tohumları ekiyor.

“Bir ana sıkışıp kaldığını düşündüğün de bile aslında hiçte öyle değildir. Her şey düzelir. Zaman geçer. Zaman hep ilerler.”

Adı: En Yakın Uzak
Orijinal Adı: The Nearest Faraway Place
Yazarı: Hayley Long
Yayınevi: Genç Timaş Yayınları
Çevirmeni: Esma Fethiye Güçlü
Sayfa Sayısı: 272
Goodreads Puanı: 4.27
Format: İnce Kapak
Puanım:  

Beğenebileceğin Gönderiler

1 yorum

  1. Bu kitabı ben de okumuş ve çok beğenmiştim. gerçekten bazı yerlerde göz yaşlarıma hakim olamamıştım. Ayrıca bu kitapla ilgili bir hadise zuhur etti hayatımda. Bu kitabı okumaya başladığım gün ağabeyimle evdeydik annem ve babam da bizim köyden eve doğru yola çıkmışlardı. Kaza sahnesini okuduğum zaman ağabeyimin telefonu çaldı ve annem ve babamın eve gelmek için kullandıkları otobüsün kaza yaptığını öğrendik. O an gerçekten aşırı derece korkunçtu. Son olarak şunu söylemek istiyorum. gerçekten çok iyi bir iş çıkarmışsınız yazınızı zevkle okudum. Allah'tan sizin için muvaffakiyetler diliyorum

    YanıtlaSil

Abone Ol: